Kısa süre önce sanırım “Sol”da, değerli yazarımız Buket Uzuner’in THY’ye
karşı açtığı bir davayı kazandığı haberi vardı. Gözünüzden kaçmış olabilir.
Özetliyorum:
Adının başında şimdilik Türk sözü bulunan Türk Hava Yolları’nın “Skylife”
dergisi, Haziran 2009 sayısı için Buket Uzuner’den İstanbul’un Moda semtini
anlatan bir yazı rica etmiş…
“Anadolu Yakasında Bir İstanbul
Klasiği:Moda” başlıklı yazı, dergi yönetimince
aşağıdaki paragraf çıkarılarak yayınlanmış:
“Bir Modalı olarak,
İstanbul’un daima gurur duyduğum binlerce yıllık hoşgörü iklimine hiç ama hiç
yakışmayacak biçimde, bu muhteşem iskeledeki kafede İstanbul Büyükşehir
Belediyesi’nin bir yıldır alkollü içki yasağı uyguladığını üzülerek belirtmek
isterim. Yemek içmekten söz edilince, Moda’yla adı özdeşleşen Koço Restoran’ı
mutlaka anmak gerekir. Çünkü Koço’suz Moda eksik kalır...”
Şimdi bu paragrafta THY’yi rahatsız
eden ne var diyeceksiniz…
THY yönetimine “yazımı neden sansürlediniz” sorusunu ileten Uzuner, sansürün “alkolle ilgili” olduğu yanıtını almış…
THY’ye karşı “Ankara Fikri ve Sınai
Haklar Hukuk Mahkemesi”ne dava açan yazar, yayının durdurulmasını, derginin
toplatılarak imhasını, yeni yazıda yazının tamamının yayınlanmasını ve
kendisine 2 TL manevi tazminat
ödenmesini talep etmiş…
Burada azıcık duralım…
*** *** ***
“Skylife”, (b azı İngilizce çevirilerinin
başarısından kimi kez kuşkuya düşsem de) genellikle beğendiğim bir dergidir.
Dergi(bu demektir ki THY) yöneticilerine
benim de öncelikle şöyle bir sorum var:
Adınız Türkçe olamaz mıydı? Diyelim ki
“Gökyaşam”. Altına da tırnak içinde İngilizcesini koyardınız … Bir soru ve
gerçekleşmeyeceğini bilmeme karşın bir öneri sadece…
Gelelim sansürünüze…
Böyle bir kafayla sizi nasıl uluslar
arası bir hava yolu olabilirsiniz?
Fakat “apron”da deve kurban etmekten
çalışanlarınıza karşı yasa tanımaz tutumunuza, son olarak da bir çok hattınızda alkollü içki sunumun kaldırılmasına ve hostes
giyim kuşamları konusundaki acınası soytarılığa baktığımızda, sansürcülüğünüze de
şaşırmamak gerekir.
Bu sansürü Uzuner’in açtığı dava sayesinde
öğreniyoruz. Bunun bu dergide yayınlanan
yazılara uygulanan ilk sansür olduğunu
da hiç sanmam.
*** *** ***
THY avukatları, çıkartılan bölümünün ülke imajına zarar
verebileceği iddiasıyla davanın reddini isteyip Koço restoranla ilgili bölümün de ‘reklam’
gerekçesiyle çıkartıldığını savunmuşlar…
Yaklaşık dört yıl sonra gelen Mahkeme
kararı ve Yargıtay onaması, “sansür”ün ve bu savunmanın yüzüne tokat gibi
çarpıyor…
Hukuk dilini elden geldiğince konuşma
diline çevirerek özetlersem:
‘ Söz konusu yazının Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında
yazınsal yapıt olduğu kuşkusuzdur. Yapıt üzerinde her türlü işlem yapma hakkı
yazarındır ve ancak onun izniyle yapılabilir…’
Bu saptamayı yapan mahkeme,
derginin ilgili sayısının toplatılarak imhasına, THY internet sitesinden
çıkartılmasına, 2 lira manevi tazminat ile 3 bin lira avukatlık ücretinin
tahsiline, yazının tamamının karar
kesinleştikten sonraki 3 ay içinde
yayınlanmasına karar veriyor…,
*** *** ***
Ne yaptın Buket!... Şimdi ülkemizin imajı
ne olacak!... Şaka bir yana, tebrikler Buket!.. Seni, avukatın Abdullah Egeli’yi, sansürü ve sansürcüyü mahkûm eden yargı
kurumlarını kutluyorum…
“Ülkemizin imajı” nı bozmak bir yana katleden, sürüsüne bereket çağ dışı yaratıklar, bu
karardan ders alırlar mı dersiniz?
En azından “Skylife” yönetiminin, elini
ateşe sokmakta biraz daha sakıngan davranacağını tahmin ederim…
Ataol Behramoğlu/Pazar Söyleşileri/170313
Yazılı medyada yazarın izni olmadan yayınlanamaz..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.