2 Mart 2013 Cumartesi

DEVRİM YASALARINI YOK EDEMEYECEKSİNİZ




   Türkiye Cumhuriyetinin ilan edildiği  29 Ekim 1923 tarihi  ne kadar önemliyse, Devrim Yasaları diye adlandırılan üç temel yasanın Türkiye Büyük Millet Meclisince kabul edildiği 3 Mart 1924 tarihi de en az o kadar önemlidir.
        Çünkü bu yasalar  Cumhuriyet yönetiminin temelini oluşturmaktadır.
       Bir başka deyişle, devrim yasaları  ortadan kaldırıldığında Cumhuriyet kavramı çağdaş anlamını yitirecek ve  bu gün gözlenmekte  olduğu gibi bu çağdaş içerik, yerini çağ dışı, gerici, karanlıkçı amaçlara bırakacaktır.
       Günümüzdeki siyasal iktidar, Türkiye Büyük Millet Meclisinde çoğunluğu ele geçirmiş olan karanlıkçı güç, devrim yasalarını yok etme yönünde kendince kararlı adımlarla ilerliyor.
      Ulusal bayramların kutlanmasına sudan bahanelerle getirilmek istenen yasaklar  bu yönde atılmış adımlardandı.
       Halkın ve gençliğin gücü barikatları yıkarak  bu haince yasaklama girişimlerine izin vermedi.
      Fakat gerici iktidar, devrim yasalarını yok etme yönünde ne yazık ki yol almayı sürdürüyor.
      Bu yasaların  belki de en yaşamsal önemde olanı, öğrenim birliği yasası,  4+4+4 denilen gerici yönetmelikle ve  uygulamada zorunlu kılınan  din içerikli derslerle, ölümcül yaralar aldı.
       4+4+4 yasası ve din içerikli zorlayıcı dersler, Anayasa hükmü olan devrim yasalarına açıkça aykırıdır ve Anayasa Mahkemesince kesinlikle iptal edilmeleri gerekir.
      Bu yapılmıyorsa, yüksek yargı da anayasayı ihlal suçuna ortaklık ediyor demektir.
       Devrim yasalarından bir başkası, Din İşleri ve Vakıflar Bakanlığının kaldırılmasına ilişkin yasa da, Diyanet İşleri Başkanlığına  günümüzde kazandırılmış olan  fetvacı konumla açıkça ortadan kaldırılmaktadır.
       Bu sıradan bürokratik kurum, günümüzdeki  olağanüstü bütçesiyle ve fetvalarıyla, Bakanlık olmanın da ötesinde, Şeyhülislamlığa dönüşmektedir.
        Bu dönüştürmenin  hesaplı  ve bilinçli bir Cumhuriyet  ve çağdaşlık düşmanlığı olduğu apaçıktır.
        Devrim yasalarıyla ortadan kaldırılan ve ülke dışına çıkarılan Halifelik kurumunun da, yine bugünkü siyasal iktidarca ve olasıdır ki emperyalist güçlerce yeniden  yaşama geçirilmek istendiğinden kuşku duymamak gerekir.
      Türkiye Cumhuriyetinin çağdaşlık içeriğinin böylece  boşaltılması,   ABD emperyalizmi ve Batılı ortaklarının “Uygarlıklar Çatışması” diye adlandırıldıkları gericileştirme ve bölerek yönetme politikalarının gereğidir.
       Bu uğursuz politikanın yerli  işbirlikçiler eliyle başarıya ulaştırılması, çağdaş Türkiye cumhuriyetinin yok edilmesiyle eş anlamlıdır.
      Anayasadan devrim yasalarının çıkarılması, Cumhuriyetimizin altından bu temelin çekilip alınması, boynuna urgan geçirilmiş bir idam mahkûmunun ayakları altındaki sandalyenin çekilip alınması  demektir.  
       Bu cinayete izin vermeyecek, bununla da kalmayarak Cumhuriyetin boynuna geçirilmiş olan urganı  söküp çıkaracak, ülkemizi emperyalizmin ve işbirlikçilerinin boyunduruğundan kurtaracağız.
      Devrim yasalarını savunulması, çocuklarımızın, torunlarımızın, gelecek kuşakların aydınlık geleceklerinin  savunulması demektir.
      3 Mart 1924’ü çağdaşlık bayramı olarak kutluyor ve ülkece kutlanmasını öneriyoruz.
        3 Mart 1924 Çağdaşlık Bayramımız kutlu olsun!


   SANATÇILAR GİRİŞİMİ
      3 Mart 2013

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.