Bir arada bulunmalarına herhalde bir anlam
veremediğiniz bu beş harflik sözcüğü ya da harf birlikteliğini, sizler de benim
gibi “tapmak” fiiline yakın bularak “tapdık” filan gibi okuma eğiliminde
olmalısınız…
Tapdık ya da taptık, her ne ise… Eninde sonunda tapmakla
ilgili bir şey. ..
Zaten öğrenmek, anlamak, bilmek, soru
sormak, eleştirmek, irdelemek…kavramlarının hepsinin birden yerini “tapmak” a
“biat etmek”e bıraktığı ;özgür yurttaş olmanın yerini giderek itaatkâr kul
olmanın aldığı günümüz Türkiye’sinde, böyle bir okuma eğilimi çok doğal
sayılmalıdır…
Gelelim “Tapdk”ın ne olduğuna:
Meğer, Tütün ve Alkol Piyasasını
Düzenleme Kurumu’nun kısa adıymış…
Diyeceksiniz ki bundan bize ne…
Konuyla ilgili ve bu yazıya konu
oluşturan haber dikkatli okurun gözünden kaçmamış olabilir…
Fakat, Tapdk’tan söz açmamın Edip Cansever şiiriyle ilgili olduğunu
öğrendiğinizde sanırım çoğunuz daha da şaşıracaksınız…
Evet..sözü daha fazla uzatmadan
açıklayayım…
Sevgili şairimizin “Masa da Masaymış Ha” adlı harika şiirinin aşağıdaki dizelerinin lise 4.lerde okutulan bir ders kitabından
Milli Eğitim Bakanlığı marifetiyle çıkartıldığını biliyor olmalısınız:
“Bir bira içmek
istiyordu kaç gündür/Masaya biranın dökülüşünü koydu…”
Bu sansürün nedeni ise, meğer işte bu “Tapdk”ın
görevlerini düzenleyen bilmem kaç numaralı
kanundaki “tütün ve alkol tüketiminden kaynaklanan kamusal, toplumsal ya
da tıbbi nitelikteki her türlü zararlı etkileri önleyecek düzenlemeleri yapmak
ve bunlarla ilgili kararları almak” hükmü imiş…
Bu dizeleri okuyan lise öğrencisinin canı
bira çekebilirmiş…
(Bkz. konuyla ilgili gazete
haberleri.)
İnsan bu satırları okuduğunda bir an
başını iki avucunun arasına alarak, acaba aklım yerinde duruyor mu, yanlış mı
okudum, çıldırmış olabilir miyim diye kendini yoklama gereksinimi duyabiliyor…
*** *** ***
Yunus Emre’den başlanarak Edip Cansever’e , geçenlerde bir şiiri
sansürlenen Melih Cevdet Anday’a, son olarak Cahit Külebi’ye, başkaca çağdaş
şairlerimize gelindi…
Eskiden sadece “komünist” şairler
sansürlenir, ya da zaten bu gibi kitaplarda yer almaları söz konusu olamazdı…
Şimdi durum değişti… Ders kitaplarının bu bakımdan sanki daha
“demokrat” bir görünümü var… Lütfedip Nâzım Hikmet bile bu kitaplara
alınabiliyor…Fakat sansürcünün keyfine göre kesilip biçilerek; biyografisi,
edebiyat tarihindeki yeri güdükleştirilerek…
Öyle ki, keşke hiç bu kitapta
yer almasaydı dedirtilerek…
“Tapdk” konusuna gelince… Bu konuda akla
uygun herhangi bir söz söyleme olanağı bulunabilir mi?..
Bence şimdi sıra sansürcünün eline makası
alarak sadece ders kitaplarını değil edebiyata ilişkin ne kadar kitap varsa
hepsini,bütün dergi koleksiyonlarını, konuyla ilgili bütün yayınları taraması;
TV filmlerinde yapıldığı gibi sigara ve içkiye ilişkin söz ve görüntülerini bir biçimde ortada kaldırması
ve bu arada her türlü “erotizm” kırıntısını da yok etmesidir…
Kimileri herhalde şiir ve Edip Cansever
ve hiç kuşkusuz bira(ne birası, her türlü alkol) sever Yetmez Ama Evet’çi,
gizli ya da açık AKP kuyrukçusu, liberal, eski sol ya da kendini hâlâ solda sanan birileri, bu konuda acaba ne düşünüyor olabilirler?..
Nevizade’de, Asmalı Mesçit’te(benim bu
konuda kültürüm burada biter), Bodrum’da, ne bileyim, başkaca keyif
mekânlarında “Tapdk”ın
kamu için zararlı
gördüğü maddeleri edebiyat, şiir vb.
sohbetleri eşliğinde yuvarlarken, içtikleri her ne ise, boğazlarına
biraz olsun takılıyor mu dersiniz?..
Ataol Behramoğlu/Pazar Söyleşileri/0303113
Yazılı medyada yazarın izni olmadan yayınlanamaz..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.