Silivri'de
göz göre göre, bilerek, kasıtlı olarak, bütün insanlığın
gözleri önünde bir cinayet işleniyor.
Sayın
Prof.Dr. Fatih Hilmioğlu'nun canına kasteden bu cinayet, Silivri'de
yurtseverleri yok etmeye yönelik cinayetlerden sadece bir tanesidir.
Ergenekon
ve Balyoz adı verilen düzmece davaların, hukuk görüntüsü
ardında, gelmiş geçmiş siyasal iktidarların en gericisi olan AKP
ikitidarının, bu ülkenin aydınlarıyla, yurtseverleriyle kan
davası ve hesaplaşması olduğu bugün artık akıl ve vicdan
sahibi herkesçe görülüyor, biliniyor, lanetleniyor.
Bu
utanç davaları, tutuklu yurtseverlerin bir an önce
özgürlüklerine kavuşmalarıyla sona ermeli, bütün sonuçlarıyla
AKP iktidarının suçluluk dosyasında yerini almalıdır ve öyle
de olacaktır.
13
Aralıkta on binlerce yurtseverin Silivri tutsak evi önünde
gerçekleştirdiği büyük buluşma, bir son değil başlangıç
olarak görülmelidir.
Bu
ülkenin yurtsever sanatçıları, adalet ve özgürlük
savaşımcıları olarak, bütün dünyaya, asıl suçluların
Silivri'de yargılananlar değil yargılayanlar ve arkalarındaki
güçler olduğunu haykırıyoruz.
Silivri'de
işlenmekte olan cinayetlere son verilmeli, ağır hastalığı hızla
ilerlemekte olan sayın Prof.Dr.Fatih Hilmioğlu bir an önce serbest
bırakılararak tedavisi normal koşullarda sürdürülmelidir.
Bunu,
ülkemizin vicdanı olan sanatçılar adına istiyoruz, talep
ediyoruz.
Türkiyenin
ve dünyanın bilim insanlarını, akademisyenlerini, geerçek sanat
ve düşün insanlarını seslerini yükseltmeye, özgürlük
taleplerini en yüksek sesle dile getirmeye çağırıyoruz.
Ataol
Behramoğlu
Sanatçılar
Girişimi Sözcüsü
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.