Sanatçılar İnisiyatifi'nin TÜSAK ile ilgili yaptığı çağrı 28 Mayıs saat 14:00'e (Ses Tiyatrosu) ERTELENMİŞTİR.
Bilgilerinize sunulur.
Yeni bir istibdadın eşiğindeyiz…
İktidar sahipleri, hiçbir hak ve hukuk kuralı tanımadan, cumhuriyetin dişle tırnakla yarattığı maddi ve manevi tüm değerlere, toplumsal, siyasal, doğal ve çevresel tüm yaşam alanlarına fütursuzca saldırmaktalar. Türkiye’nin bağımsızlığı ve bütünlüğünden, laik toplum ve demokratik cumhuriyetten yana olan asker, sivil, aydın, sanatçı, işçi, memur, futbol takımı taraftarı, internet kullanıcısı, hatta neredeyse okur-yazar kim varsa izlenme, kovuşturulma, sahte delillere dayandırılarak tutuklanma, yıllarca hapis yatma tehdidi altındadır. İktidarın on iki yılda yarattığı korku, bir virüs, bir kanser tümörü gibi ülkemizin her yanına, tüm dokularına yayılmıştır. Ordu, meclis, yargı, üniversiteler, eğitim ve öğretim başta olmak üzere tüm kamu kurum ve kuruluşları, Cumhuriyetin tüm kaleleri tek tek düşürülmekte, bir yandan da, yaratılan bu baskı, korku ve yıldırma ortamından yararlanılarak ülkenin maddi ve manevi tüm varlıkları; limanlar, tersaneler, kamuya ait fabrikalar, en verimli araziler, “zengin toprakların fakir bekçisi” olmama yalanıyla yer altı ve yer üstü zenginliklerimiz, akarsular, kıyılar, ormanlar, tabiat parkları, güneşi, havası ve rüzgârı, “kentsel dönüşüm” adı altında sakinlerinin ellerinden alınan şehirlerin en seçkin semtleri, en gözde arsalar, kütüphaneler ve hatta tarihi yapılar emperyalistlere, Arap şeyhlerine, eşe-dosta, yandaş sermayeye peşkeş çekilmektedir.
Bütün bunlar yetmedi, gözlerini şimdi de sanata, cumhuriyetin dişle tırnakla yarattığı sanat kurumlarına senfoni orkestraları, tiyatro, opera ve baleye diktiler.
Daha iktidara geldikleri ilk günden kâh sanatın içine tükürerek, kâh mizaha ceza yağdırarak, kâh ucube ilan ettikleri anıtları yıkarak, kâh resim sergilerini dağıttırarak başlattıkları bu saldırılara şimdi bir yenisini daha eklediler. Cumhuriyet’in 90 yıllık sanat birikimine, “Türkiye Sanat Kurumu” adını verdikleri TÜSAK Yasası’yla son darbeyi indirmek istiyorlar.
TÜSAK, sanata ve sanatçıya kurulmuş büyük bir tuzaktır! Bu tuzakla, eğer başarırlarsa, daha 1924’de çıkarttığı Müzik ve Sahne Sanatları Kanunu ile sanatın kurumsallaşmasını başarmış genç Cumhuriyet'in yoktan var ettiği sanat kurumlarımızın kimlikleri yok edilecek, özel kanunla koruma altına alınan özerk kurumsal yapıları ortadan kaldırılarak siyasi iradenin emir ve güdümüne sokulacaktır.
TÜSAK taslağı yasalaşırsa; başta Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü ve ona bağlı, kuruluşu 1826 yılına dayanan Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası ile birlikte 6 devlet senfoni orkestrası kapatılacaktır.
Devlet Çok Sesli Korosu, Devlet Halk Dansları Topluluğu, tüm Devlet Halk Müziği ve Klasik Türk Müziği koro ve toplulukları, Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü, Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü ile bunlara bağlı 55 sanat kurumunun sanatın aydınlığını Anadolu'ya yayan ışığı karartılacaktır.
TÜSAK taslağı yasalaşırsa; çok kısa bir süre içerisinde devlet konservatuvarları ile sanat eğitimi veren tüm okullar, üniversitelerdeki ilgili bölümler de kapanacaktır.
TÜSAK, binlerce sanatçının işsiz kalması bir yana, 90 yıllık sanat birikiminin bir anda yok edilerek ülkemizin ortaçağ karanlığına çekilmesi, çölleştirilmesi demek. Bu tasarıyla, yasalaştığı takdirde, idari ve mali özgürlüğünü yitiren sanat kurumları özel şirketlere peşkeş çekilerek tümüyle metalaştırılacaktır.
Bu durum özel sanat kurumlarına da yansıyacak. Sanatçılar devlet güvencesinden mahrum bırakılacak, taşeron sisteminden daha kötü koşullar altında yaşayacak, ihtiyaç olduğunda işe çağırılacak, ihtiyaç olmadığında açlığa mahkûm edilecektir. Öte yandan, uluslararasında etkili bir rekabet gücüne sahip olan sanat ve sanatçımız kısa sürede bu özelliğini kaybedecektir.
TÜSAK’la, sanatçılar yaratma özgürlüğünü de yitirecektir. Siyasi iradenin görüşleri doğrultusunda hareket etmeyen sanatçı her türlü olanaktan mahrum bırakılarak adeta cezalandırılacak, mesleğini yapamaz, sanatını icra edemez duruma getirilecektir.
TÜSAK, yandaş sanatçı modeli demektir. TÜSAK, sanatçılarımız için ya yandaş olacaksın, ya da yok olacaksın yasasıdır.
Bizler TÜSAK Yasası’nın bir TUZAK olduğunu görüyor, bu tuzağa gelmeyeceğimizi ilan ediyoruz. Türkiye'nin sanatla ilgili tüm kararlarını iktidar tarafından görevlendirilen 11 yandaşın yetki ve sorumluluğuna bırakan bir anlayışı REDDEDİYORUZ.
Sanatı, sanat kurumlarımızı ve sanatçımızı yok etmeyi amaçlayan padişah fermanlarını tarihin çöplüğüne atacağız. Heykelleri parçalayan, sanat eserlerinin içine tüküren, sergileri dağıtan, yazarını, oyuncusunu hapse atan, kültür merkezlerimizi yıkıma terk eden, en son “TÜSAK Yasası” ile sanatçıların ellerindeki enstrümanlara, sanat kurumlarına ait tüm mal varlıklarına el koymayı, devlet güvencesini ortadan kaldırıp sanatçıyı sokağa atmayı planlayan ortaçağ zihniyetine DUR diyeceğiz.
Ey sanat yıkıcıları, 90 Yıllık sanat geçmişimizi 12 yıllık iktidarınıza çiğnetmeyeceğiz.
Ey sanatın aydınlatan ışığından korkanlar, 90 yılın sanat birikimini yıkmaya sizin gücünüz yetmediği gibi hiçbir iktidarın gücü de yetmez ve yetmeyecektir.
Kararlıyız!
Sanatı, sanat kurumlarımızı ve sanatçılarımızı kurda kuşa yem ettirmeyeceğiz.
Kararlıyız!
Tıpkı Mustafa Kemal Atatürk'ün 1924’te ve 1934’te yaptığı gibi 2014 yılında da bizler, düzenleyeceğimiz Sanatçıların Birlik Kurultayı ile Cumhuriyet’in tüm kazanımlarına sahip çıkacak, sanatın aydınlığını gelecek yüzyıllara taşıyacağız! Bu, bizi yetiştiren ülkenin omuzlarımıza yüklediği bir sorumluluk, bir görev, bir seferberlik çağrısıdır. Türkiye’nin sanat ve sanatçı birikimi bu çağrının gereğini yerine getirme, bu görevi başarma gücüne sahiptir.
Bu kararlılıkla, biz aşağıda adları ve imzaları bulunanlar, tüm sanatçılarımızı iktidarın kurduğu, sanata, sanat kurumlarımıza ve sanatçılarımıza top yekun bir saldırı olan TÜSAK tuzağını bozmaya, ticarileştirme başta olmak üzere sanatı ve sanatçıyı tehdit eden tüm uygulamalarına, sanata ve sanatçıya müdahale ve sansürüne karşı “1924’ten 2014’e Sanatçıların Birlik Kurultayı”nda buluşmaya, sanatı ve hayatı savunmaya çağırıyoruz.
YAŞASIN SANAT!
YAŞASIN TÜRKİYE’NİN SANAT VE SANATÇI BİRİKİMİ!
Abdülkadir Günyaz
Adnan Biricik
Altuğ Dilmaç
Ataol Behramoğlu
Atilla Dorsay
Ara Güler
Ayla Algan
Ayşe Emel Mesci
Ayşe Kulin
Bedri Baykam
Bubi
Cem İdiz
Devrim Erbil
Duman
Edip Akbayram
Ekrem Ataer
Ekrem Kahraman
Elif İdiz
Erkan Can
Ertuğrul Ateş
Ferhan Şensoy
Fikret Otyam
Filiz Ali
Füsun Demirel
Genco Erkal
Gülriz Sururi
Gülseren Südor
Gülsin Onay
Güvenç Dağüstün
Hayati Asılyazıcı
Hıfzı Topuz
Hidayet Karakuş
Hüsamettin Koçan
Hüseyin Haydar
Işık Yenersu
İbrahim Balaban
İdil Biret
İlhan İrem
İlyas Salman
İnci Aral
İnci Özdil
İsa Çelik
İsa Çelik
Kaya Özsezgin
Kemal Kocatürk
Kerim Soysal
Kıraç
Kubat
Levent Kırca
Levent Üzümcü
Leyla Şahin
Mecit Ünal
Mehmet Aksoy
Mehmet Ali Kaptanlar
Meriç Sümen
Mesut İktu
Mine Tüfekçioğlu
Muammer Sun
Muazzez İlmiye Çığ
Muharrem Pire
Murat Cem Orhan
Mustafa Bilgin
Mustafa Köz
Muzaffer Akyol
Müjdat Gezen
Nejat Yavaşoğulları
Nışan Şirinyan
Nurseli İdiz
Okday Korunan
Oktay Akbal
Orhan Aydın
Orhan Kurtuldu
Osman Şahin
Özdemir Altan
Özdemir Nutku
Payidar Tüfekçioğlu
Sali Turan
Sarper Özsan
Seden Kızıltunç
Selçuk Yöntem
Selva Erdener
Serkan Koç
Seyyit Nezir
Sıdıka Özdil
Sumru Yavrucuk
Suna Kan
Sunay Akın
Suzan Aksoy
Tamer Levent
Tarık Akan
Tarık Günersel
Timur Selçuk
Tuna Kiremitçi
Tunç Günbay
Turgay Erdener
Tülin Onat
Volkan Konak
Vural Yıldırım
Yavuz Özkan
Yıldız Kenter
Yusuf Sezgin
Yücel Erten
Zafer Bilgin
Zafer Ergin
Zeliha Berksoy
Zihni Göktay
Zuhal Tekkanat
Zülfü Livaneli
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.