28 Kasım 2016 Pazartesi

NİHAT BEHRAM’IN PERİNÇEK’E HAKARETTEN MAHKÛMİYETİ ÜZERİNE


Sanatçılar Girişimi’nin etkin katılımcılarından şair ve yazar Nihat Behram bir yazısında Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’e hakaret ettiği iddiasıyla açılan davada 5,5 ay hapis cezası aldı.
Behram daha önce Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek’e yine bir yazısında hakaret ettiği iddiasıyla açılan davada da mahkûm olduğu ve ceza ertelendiği için bu kez ertelenmeyen ve para cezasına da çevrilmeyen mahkûmiyet cezası kesinleşirse şair ve yazar arkadaşımızın cezaevine girmesi gerekecek.

Bu satırları okuyan pek çok kişinin bizler gibi şaşkınlığa düşeceğini tahmin ediyoruz.
En geniş anlamıyla sol çizgide yer alan iki tanınmış ve seçkin aydının bir hakaret davasında karşı karşıya gelmesi ve birinin ceza evine girme tehdidiyle karşı karşıya bulunması ülkemizin siyasal tarihinde sanırız ilktir.

Fazla uzağa gitmeden Aziz Nesin örneğine bakalım. İçinde bulunduğu sol çizgide uğradığı hakaretlerin haddi hesabı yoktur. Yüzüne karşı “Aziz Nesin sen nesin!” diye utanmazca haykırıldığı günler pek de uzağımızda değil.

Buna karşın Aziz Nesin’in bu ve benzer hakaretlere karşı herhangi bir dava açtığını anımsamıyoruz.
Sol siyasette, bizde ve başka ülkelerde, farklı düşüncelerdeki kişilerin birbirlerine ağır sözcüklerle suçlamalarda bulunmaları ne yazık ki kötü bir gelenek olarak varlığını sürdürmektedir.

Fakat, kişinin bireysel kişiliğine, bireysel namus ve onuruna dokunulmadığı sürece, genel olarak siyaset alanında kalan bu gibi suçlamalara karşı hakaret davaları açılamamsı ise, bize kalırsa olumlu bir gelenek olarak varlığını sürdürmektedir.

Örneğin, Nihat Behram’ın suçlanmasına ve mahkûmiyetine konu olan yazısının hedefi, Doğu Perinçek’in bir bildiri nedeniyle Sanatçılar Girişimine yönelttiği, vatan hainliğine, vatansızlığa varacak kertede ağır suçlamalarıydı.

Buna karşılık Perinçek’i mahkemeye vermek aklımızın ucundan bile geçmedi.

Kimileri gerçekten ağır birkaç karşı yazıyla yetinildi.

Şimdi geldiğimiz nokta ise sol adına hüzün ve utanç vericidir.

Nihat Behram’ın cezaevine girmesinin sayın Perinçek’i mutlu edeceğini hiç ama hiç sanmıyoruz.

Lütfen her şeyi baştan sona bir daha düşünelim ve ülkemizin bu karmakarışık, acılarla ve kaygılarla sarsılmakta olan döneminde kendimizi ve hangisi olursa olsun yurtsever-sol siyaseti kitlelerin gözünde küçük düşürmeyelim.


SANATÇILAR GİRİŞİMİ


21 Kasım 2016 Pazartesi

İDİL KÜLTÜR MERKEZİNE POLİS SALDIRISI


Otuz yılı aşkın tarihinde 20' yi aşkın albüm çıkaran, büyük izleyici topluluklarına seslendiği konserlerle milyonlara ulaşarak ülkemizin sanat-kültür tarihinde haklı bir saygınlık sahibi olan Grup Yorumun stüdyosunun bulunduğu İdil Kültür Merkezi bir kez daha polis saldırısına uğradı.

18 Kasım saat 15.00’te (aynı ay içinde ikinci kez) saldırıya uğrayan kültür merkezinde, 7’si Grup Yorum elemanı olarak 11 kişi şiddet uygulanarak gözaltına alındı.

Bu saldırı sırasında bir grup yorum elemanının göğüs kafesinin kırıldığı, gözaltına alınan herkesin vücutlarında ve yüzlerinde darp izleri bulunduğu gelen bilgiler arasında.

Bir müzik grubu ve bir sanat- kültür merkezine bu kin, bu düşmanlık nedir?

OHAL kılıfı arkasında ülkeyi adım adım bir nazi kampına çevirmekte olan AKP, insan hakları ihlallerinde geri dönülmez adımlar atmayı sürdürüyor.

Bir ülkede düşünce ve yaratma özgürlüğü ya vardır ya yoktur.

Yarım düşünce, yarım yaratma özgürlüğü olamaz.

Gözaltına alınanların derhal serbest bırakılmasını, bu duyurumuzun saldırıyı düzenleyenler ve arkasında bulunan güçler için suç duyurusu olarak kabul edilmesini talep ediyoruz.

Baskı ve zulümle direnme ve yaratma özgürlüklerimizi yok edemezsiniz, edemeyeceksiniz!





SANATÇILAR GİRİŞİMİ

14 Kasım 2016 Pazartesi

ÖZGÜRLÜKLERİMİZ İÇİN TÜYAP’DA BULUŞUYORUZ


Sevgili arkadaşlar, yazarlar, müzisyenler, tiyatro ve sinema sanatçıları, ressamlar, heykeltıraşlar,karikatüristler, çevirmenler, edebiyat ve sanatın her alanından, düşünme ve yaratma özgürlüğünün yiğit savunucuları, çağrımız hepinizedir:
Ülkemiz frenleri boşalmış bir araç gibi ölümcül bir çarpışmaya, parçalanıp yok olmaya doğru son hızla yol alıyor.
Düşünme ve yaratma özgürlüğünün kaleleri birer birer karanlığın güçlerince ele geçiriliyor.
Yazarlar, düşün insanları, hukukla ilgisi bulunmayan nedenlerle ceza evlerine kapatılıp akıl almaz cezaların tehdidi altında ağır tutsaklık koşullarında tutuluyor.
Hiç birimiz ne özgür yaratma koşullarına, ne de can güvenliklerimize sahibiz.
Cumhuriyet gibi Cumhuriyetimizin simgesi bir gazetemiz, polis kuşatması altında, yazar ve yöneticileri ceza evindedir.
Sivil toplum örgütleri bir biri ardına kapatılıyor.
Bütün bunlar, hukuk kurallarıyla, adalet ve vicdan duygusuyla ilgisi bulunmayan, ancak bir dikta rejiminde söz konusu olabilecek uygulamalardır.
Özgürlüklerimiz üzerindeki kabul edilemez baskılara karşı topluca ve sürekli bir direniş içinde olmamız, kaçınılmaz ve ertelenemez bir gerekliliktir.
Sizleri 17 Kasım Perşembe günü saat 14.00’te, TÜYAP 3. Salon girişindeki Cumhuriyet Kitapları standında bir araya gelerek,şiirlerimizi ve şarkılarımızı söylemeye, özgürlüklerimiz için bir ağızdan seslerimizi yükseltmeye çağırıyoruz.
Özgürlüklerimize, Cumhuriyetimize ve onun aydınlanma değerlerine sahip çıkalım.
Karanlıklara geçit vermeyeceğimizi dosta düşmana bir kez daha , birlikte ve en gür sesimizle bir kez daha duyuralım.
Baskıyı, sansürü, işkenceyi, özgürlüklerimize kilit vurulmasını reddediyoruz!
Hapisteki yazar, gazeteci ve düşün insanlarının derhal serbest bırakılmasını, en temel demokratik hakkımız olan aydınlanma savaşımını kararlılıkla , kesintisiz ve ne pahasına olursa olsun sürdüreceğimizi , ülkemizde ve dünyada herkese, konuyla ilgili bütün kişilere ve kurumlara duyuruyoruz.
17 Kasım Perşembe günü saat 14.00’te, Tüyap 3.Salon girişindeki Cumhuriyet Kitapları standında, en büyük sayılarda buluşmak üzere.

SANATÇILAR GİRİŞİMİ

31 Ekim 2016 Pazartesi

Sanatcilar Girisimi ve UPSD'den Cumhuriyet Gazetesi icin cagri


Sanatçılar Girişimi ve UPSD, yarın (1 Kasım 2016) saat 13.00’de Cumhuriyet Gazetesi’nin önünde, gazetenin ve yazarlarının yaşadığı baskı ve gözaltlarına karşı bir açıklama yapacaktır.

Tüm sanatçıları ve aydın halkımızı desteğe davet ediyoruz.



Sanatçılar Girişimi

UPSD

16 Eylül 2016 Cuma

Tarık Akan



GÜLE GÜLE TARIK AKAN


SANATIN; SANATÇI VE AYDIN OLMA ONURUNUN; 

YURTSEVER VE EVRENSEL OLABİLMENİN SİMGESİ;

SEVGİLİ TARIK AKAN’IMIZI SONSUZLUĞA UĞURLUYORUZ

ÜLKEMİZİN BAĞIMSIZLIK VE ÖZGÜRLÜK SAVAŞIMINDA

ÖNCÜ KİMLİĞİYLE YOLUMUZU AYDINLATMAYI SÜRDÜRECEK





SANATÇILAR GİRİŞİMİ

1 Eylül 2016 Perşembe

"Sanatçılar Girişimi, TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ı istifaya davet ediyor."

SANATÇILAR GİRİŞİMİ'NDEN ACİL ÇAĞRI..

Merhaba,

Az önce "Sanatçılar Girişimi, TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ı istifaya davet ediyor." başlıklı kampanyaya imza verdim. 
Acaba sen de adını ekleyerek bize yardımcı olur musun?
Amacımız 100 imzaya ulaşmak, ancak bunu başarmak için daha çok desteğe ihtiyacımız var. 
Kampanya metnini şu bağlantı üzerinden okuyup imza verebilirsin:



Teşekkürler
Sanatçılar Girişimi

29 Ağustos 2016 Pazartesi

UTANMALISINIZ!


 Ülkemize,insanımıza, acı üstüne acı, utanç üstüne utanç yaşatılıyor.

 Haklı olarak herkesin zihninden “Bu nasıl bir ülke?”

 “Nasıl bu duruma geldik?” anlamında düşünceler, cümleler geçiyor…

 Birbiri ardına terörist saldırılar bütün ülkede acımasızca can almayı sürdürmekteyken,  ülkemizin bu duruma sürüklenmesinde  başlıca sorumluluk sahibi çevreler, sıradan kınama sözcüklerinin ötesine geçecek sözler söylemekten başka bir şey yapmıyor, yapamıyor.

Yapılan ise, gazete kapatmak, kapılar kırılarak ev baskınları, gazeteci ve yazar tutuklamak…

Özgür Gündem Gazetesinin yayınını neden durdurdunuz?

Gazetecileri, yazarları tutuklamanızın anlamı ne?

Bütün bir toplumu suskunluğa gömerek neyi gizlemeye çalışıyorsunuz?

Nereye kadar gidebileceğinizi sanıyorsunuz?

Dün Hilmi Yavuz’u karakolda, hücrede sabahlattınız.

Bugün yine uluslararası tanınmışlığa ve değere sahip bir yazarımızı , Aslı Erdoğan’ı cezaevine gönderdiniz.

Ülkemize, insanımıza yaşattığınız utançlardan ötürü utanması gerekenler asıl sizlersiniz.

Evet utanın, utanmalısınız!

Türkiye’mizin aydınlığa, özgürlüğe yürüyüşünü asla, ama asla durduramayacaksınız…

Aslı Erdoğan derhal serbest bırakılmalıdır…

SANATÇILAR GİRİŞİMİ

7 Ağustos 2016 Pazar

Dostlar Tiyatrosu



Değerli sanat dostları, sanat alanlarının tüm yaratıcıları, kıymetli arkadaşlarımız...
Günler ağır’, her gün yeni bir sanat düşmanlığı kalkışmasıyla karşı karşıyayız.
OHAL adlı bir dayatma ile ülke kara bir aklın esiri edilmeye dörtnala koşturulurken, damarlara şırınga edilen gericilik kendine daha büyük bir yer açmanın son hesaplarını yapıyor!
OHAL ilk genelgesini yayınladığında, 3. ve 4. maddeleriyle kültür ve sanat etkinliklerini, festivalleri ‘düzene sokacağını’ ilan etmişti.
Önce Anadolu’nun birçok ilinde turnelerde olan tiyatrolarımıza perde kapattırıldı, festivalleri yasaklandı, sonra İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatrosu’nda faşist kıyım yaşandı. Ardından tam 23 yıldır düzenlenen ve ülkenin alnı ak festivallerinden biri olan 23. Uluslararası Aspendos Opera ve Bale Festivali bakanlık tarafından gerekçe bile gösterilmeden iptal edildi. Şimdi de Dostlar Tiyatrosu’nun Moda’da bir okul bahçesindeki anıt yapıyı tiyatroya dönüştürerek kapalı gişe oynadığı ‘Güneşin Sofrasında’ adlı oyunu yasaklandı.
OHAL, Emniyet Müdürlüğü aracılığa ‘güvenlik’ gerekçesini Okul Aile Birliği’ne iletmiş ve Aile Birliği sözleşmenin feshini istemiştir.
Her gece ülkenin meydanlarında binlerce ‘taşınmış güç’ ‘tekbiirr’ sesleriyle boy gösterirken, biz öne sürülen bu “güvenlik” gerekçesinin gerçeği yansıtmadığını biliyoruz.
Korkuyorlar.
Sistemin üstüne çıkıp tepinenler, sanattan ve sanatçıdan, yani gerçekten korkuyorlar.
OHAL yetkilileri, önce Nâzım Hikmet’ten, Bertold Brecht’ten sonra Dostlar Tiyatrosu’dan, oyunda söylenen şarkılardan, o şarkıların sahipleri dostlarımızdan ve her akşam o Açık Hava Sahnesi’ni dolduran seyircilerden korkuyorlar.
Korku yasakçılığın ikiz kardeşidir.
Halkımızın bunca acı, kahır ve keder içinde nefes alıp hayata sevinçler katmak için bin çaba gösterdiği bir süreçte, bu yasakçılığın açık adı düşmanlıktır.
Buradan OHAL yetkilerine AKP hükümetine açık çağrı yapıyoruz.
Sanattan, sanat yaratıcılarından elinizi çekin.
Sanatı, sanatçıyı yasaklayanlar geleceğin kaybedenleridir. Bunun böyle bilinmesini isteriz.
Sanat düşmanlığınızı buna benzer bahanelerle sürdürmeye devam ederseniz, kaybedeceksiniz.
Dostlar Tiyatrosu yalnız değildir ve biz bu topraklarda yaşadıkça yalnız kalmayacaktır.

Sanatçılar Girişimi

6 Ağustos 2016 Cumartesi

DÜNYA ŞİİR HAREKETİ BİLDİRİSİ


Sevgili arkadaşlar,


Bütün dünyada yüzlerce seçkin şairin temsilcisi olan Dünya Şiir Hareketinin (World Poetry Movement/WPM)internet sitesinde ülkemizde 15 Temmuz ve sonrasında yaşananlarla ilgili önemli bir bildiri yayınlandı.
İngilizce ve İspanyolca olarak yayınlanan bildirinin linki aşağıdadır.
İlginize.
Sevgiler, selamlar.


Ataol Behramoğlu

http://www.wpm2011.org/node/954

2 Ağustos 2016 Salı

ŞEHİR TİYATROLARI İÇİN AÇIKLAMA‏

Tiyatro sanat alanımızın değerli yaratıcılarına, tüm sanat emekçilerine, basına ve halkımıza duyurmak isteriz.


AKP hükümetlerinin sanat alanları ve sanatçılar için; yasakçı, sansürcü, ötekileştirici daha açık adıyla, düşmanlık saçan uygulamalarını buraya listelersek suçlarının büyüklüğünün ne denli ‘ezici’ olduğunu anlamakta zorlanmayacaksınızdır.


Ülke büyük bir kaosun içine itilmiş ve geleceği karanlığın içine gömülmüşken yeni bir düşmanlıkla karşı karşıya olmamız bizi şaşırtmıyor.


İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatrolarında 7 sanatçı arkadaşımız, gerçek anlamıyla müsamere bile diyemeyeceğimiz bir biçimde 'açığa' alındılar.

Arkadaşlarımızın sosyal medya hesaplarını inceleyen bir ‘tim’ gereğini yapmış suç bulmuş! Gerekli yerlere iletmiş! Soruşturma açılmış ve arkadaşlarımız ‘soruşturmanın gereği açığa alınmış!

21. yüzyıldayız, bu uygulama 100 yaşını kutlamış bir sanat kurumunda oluyor.

Buradan duyurmak isteriz.

Bu Vandallığa izin verenler yasakçı, ötekileştirici ve düşmanlık gibi üç kelimeyle somutlayacağımız faşist dayatmanın kulu kölesi olmayı reddetmelidirler.

Her birey ve elbette her sanat yaratıcısı düşüncelerini her biçimde en yüksek sesle söyleme özgürlüklerini sonuna kullanmalıdırlar ve insan olmanın erdemi, onuru: haksızlıklara, hukuksuzluklara adaletsizliklere, kana, kine, katliamlara karşı durmayı gerektirir, teslim olup susmayı değil.

Bilinmelidir.

Arkadaşlarımız yalnız değillerdir.

Kurumun yöneticileri ve arkalarında duran dinci gerici, yasakçı, sansürcü akıl bu kez yanılırlar.

Tüm hukuk yolları ve sokak sesimiz olacaktır.

Siz değerli yurttaşlarımızı, tüm sanat alanlarının yaratıcıları arkadaşlarımızı, tiyatro seyircilerimizi sesimize ses katarak bu gerici aklı tarihin çöplüğüne süpürmeye davet ediyoruz.

“Sanat korkakların işi değildir hele tiyatro hiç değildir."

 Sanatçılar Girişimi.


Sanatçılar Girişimi İzmir Bildirisi‏

SANATÇILAR GİRİŞİMİNDEN İZMİR DEMOKRASİ VE ÖZGÜRLÜK MİTİNGİNE MESAJ

    Sevgili dostlar
   Yurtseverler
  Demokrasi, özgürlük, bağımsızlık, barış ve laik yaşamın yıkılmaz kalesi güzel İzmir’imize selam olsun!
 Sanatçılar Girişimi ülkemizin toplumsal yaşamına katıldığı 2012’den bu yana, her zaman özgürlükten, barıştan, yurtseverlikten yana sesini yükseltmiş, her türlü adaletsizliğe kararlıkla karşı çıkmıştır.
 Bugün, Ergenekon ve Balyoz adı verilen düzmece davalarda ağır haksızlığa uğrayan, zulmedilen yurtseverlerin yanında yer almış olmanın, Silivri barikatlarının yıkılmasında öncülük yapmış olmanın haklı gururunu yaşamaktayız.
Selam olsun o düzmece davalarda ve benzerlerinde yiğitçe direnmiş   aydınlara, askerlere, yurtseverlere.
 Ülkemiz çok zorlu bir süreçten geçiyor.
Yaşamakta olduklarımız yeni sayılamaz.
Karanlık darbe ortamının hazırlayıcıları, sözünü ettiğimiz düzmece davaların savcılığına soyunanlar değilse, kimlerdir?
Emperyalizmin, gericiliğin, tarikatçılığın, aydınlanma düşmanlığının  güzel ülkemizde bunca güç kazanmış olmasının başlıca sorumluları gelmiş geçmiş sağcı siyasal iktidarlar değil midir?
Yurtseverler, sevgili dostlar,
Biz  sanat insanları her türlü darbeye, üniformalısına da sivil siyaset tarafından yapılana da karşıyız ve karşı olmaya devam edeceğiz.
Bugün emperyalizmin kucağında büyütülmüş Fetocu, tarikatçı, gerici darbe girişimine karşı olduğumuz kadar, günümüz siyasal iktidarının tek adam rejimi heveslerine, laik yaşam düşmanlığına, sivil ve askeri eğitimin tümüyle dincileştirilmesi heveslerine ve girişimlerine de aynı ölçüde karşıyız ve karşı olmaya devam edeceğiz.
Bu ülkenin sanatçıları dün olduğu gibi  bugün de  özgürlüğün, bağımsızlığın, laik yaşamın; Türk aydınlanmasının lideri, başkomutanı Atatürk’ün ilkelerinin  bekçisi ve savunucusu olmaya devam edecektir.
Saygılarımızla.

Tarık Akan
Edip Akbayram
Onur Akın
Sunay Akın
Alaattin Aksoy
Mehmet Aksoy
Muzaffer Akyol
Aytaç Arman
Hayati Asılyazıcı
Semir Aslanyürek
Engin Ayça
Orhan Aydın
Rutkay Aziz
Kürşat Başar
Cezmi Baskın
Bedri Baykam
Nihat Behram
Ataol Behramoğlu
Cahit Berktay
Mustafa Bilgin
Metin Boran
Metin Coşkun
Tuncer Cücenoğlu
İsa Çelik
Nevzat Çelik
Meral Çetinkaya
İsmail Hakkı Demircioğlu
Nuri Dikeç
Erhan Doğan
Atilla Dorsay
Bilgesu Erenus
Mehmet Ergen
Genco Erkal
Altan Erkekli
Erdal Erzincan
Mert Fırat
Müjdat Gezen
Altan Gördüm
Mehmet Güleryüz
Tarık Günersel
Emin İgüs
Levent İnanır
Özdemir İnce
İlhan İrem
Ekrem Kahraman
Hidayet Karakuş
Bülent Kayabaş
Yıldız Kenter
Erol Keskin
Suna Keskin
Tuğrul Keskin
Arif Keskiner
Mine Kırıkkanat
Kemal Kocatürk
Nuri Kurtcebe
Orhan Kurtuldu
Mustafa Köz
Küçük İskender
Safiye Mine Erdurak
Zeynep Oral
Yılmaz Onay
Nedim Saban
Vedat Sakman
Sali Turan
Menderes Samancılar
Canan Sezenler
Osman Şahin
Ferhan Şensoy
Burhan Şeşen
Cihat Tamer
Yavuz Top
Gülsen Tuncer
Yaman Tüzcet
Metin Uca
Engin Uludağ
Ersan Uysal
Erkut Uzelli
Hilmi Yarayıcı
Nejat Yavaşoğulları
Işık Yenersu
Ender Yiğit
Hüseyin Yurttaş
Ümit Zileli


27 Temmuz 2016 Çarşamba

HİLMİ YAVUZ’UN GÖZALTINA ALINMASI KABUL EDİLEMEZ



   Çağdaş Türk şiirinin en önemli ve özgün ustalarından, seçkin sanat ve kültür insanı Hilmi Yavuz hakkında son olaylarla ilgili olarak göz altına alınma kararı alındığına ilişkin bir haber yayınladı.

  Hiçbir sanat ve kültür insanı, görüş ve düşünceleri ne olursa olsun,  sadece bu nedenle herhangi bir kovuşturma konusu yapılamaz.

     Bundan başka, uluslararası değer  ve tanınmışlık sahibi bir şair ve düşünce adamına karşı girişilen böyle bir hareket, söylenti olarak bile ülkemizin zaten sarsılmış olan imajını ağır biçimde zedeleyecektir.

      İlgilileri gecikmeksizin sağduyuya dönmeye davet ediyoruz.





  SANATÇILAR  GİRİŞİMİ  

22 Temmuz 2016 Cuma

Sanatçılar Girişimi Bildirisi

DARBE ORTAMINI HAZIRLAYANLAR DA YARGILANMALIDIR

      Ergenekon ve Balyoz düzmece davaları sırasında yurtseverlerle en yakın bir dayanışma içinde olan Sanatçılar Girişimi, 15 Temmuz kalkışmasından bu yana geçen süreçte de olayları dikkatle gözleyip irdelemiş; kamuoyuyla aşağıdaki görüş ve önerilerini paylaşmaya karar vermiştir:

           1) Bugünün darbecileri tarafından tezgâhlanan, güvenlik ve yargı kurumlarındaki elemanlarınca yürütülen Ergenekon ve Balyoz davaları sırasında “Ben bu davaların savcısıyım” diyen kişinin bu gün kendini topluma darbe önleyici kahraman gibi göstermeye çalışması  akıl ve sağduyu ötesidir.

            2) Tam tersine, söz konusu kişi ve kişiler; ordu, yargı, eğitim kurumları başta olmak üzere, bütün kamu kuruluşlarındaki cemaatçi örgütlenmelere göz yummuş, ortam hazırlamış, böylece de 15 Temmuz darbesinin  alt yapısını oluşturmuşlardır.

           3) Darbecilere yöneltilen suçlama “vatan hainliği” olduğuna göre, darbe ortamının hazırlayıcıları da aynı gerekçeyle yargı önüne çıkarılmalıdır.

         4) Bu yapılamadığı sürece yargılamalar inandırıcı olamayacaktır.

         5) Çatışmalar, göz altılar ve tutuklamalar sırasında uygulandığı görülen linç girişimleri ve işkenceler de suçtur ve insanlık dışıdır.

         6) Bu gibi uygulamaların sorumluları da saptanmalı ve yargı önüne çıkarılmalıdır.

         7) Ordu üst kademelerinin yasal düzeni savunmaları; darbecilerin, yasal düzene bağlı, yurtsever, antiemperyalist ordu mensuplarından destek alamamaları, başarısızlığın başlıca nedeni olmuştur.

       8) Parlamento ve demokrasi, tek adam yönetimine olan üstünlüğünü bir kez daha göstermiştir.Ölümden kıl payı kurtulduğunu kendi ağzıyla itiraf eden cumhurbaşkanı da bu gerçeği istemeyerek ve dolaylı da olsa kabullenmek zorunda kalmıştır.

       9) Şimdi yapılması gereken, bütün siyasal partilerin, bütün yurtseverlerin,  cemaatçi darbeye ve darbelere karşı olduğu kadar  sivil dikta heveslerine karşı  da güçlü bir demokrasi ve yurtseverlik cephesi oluşturması; ülkemizin büyük aydınlanma ve bağımsızlık savaşımlarının dününe ve bugününe  yaraşır bir duruş içinde, cesaretle , kararlılıkla bir arada olmasıdır.

      10) Sanatçılar Girişimi OHAL uygulamaları sürecini de dikkatle izleyerek toplumsal vicdanının sözcüsü olmayı sürdürecektir.

         BÜTÜN KATILIMCILARIMIZI, DOSTLARIMIZI, BÜTÜN YURTSEVERLERİ  24  TEMMUZ PAZAR  AKŞAMI TAKSİM ALANINDAKİ BÜYÜK  BULUŞMADA BİR ARADA OLMAYA ÇAĞIRIYORUZ.

        BU BÜYÜK BULUŞMA, AYNI ZAMANDA, TARİHSEL TAKSİM ALANININ FAŞİST BASKI VE YASAKLARDAN KURTULMASININ  DA GERİ DÖNÜLMEZ BİR ADIMI OLACAKTIR.


                                               SANATÇILAR GİRİŞİMİ

DARBE GİRİŞİMİ VE OHAL HAKKINDA UPSD BASIN BİLDİRİSİ

No: 2016/53                                                                                                                                                                         22.07.2016


DARBE GİRİŞİMİ VE OHAL HAKKINDA UPSD BASIN BİLDİRİSİ

15 Temmuz 2016, Cuma gecesi Cumhuriyetimize, devletimize karşı yapılan anti-demokratik, ilkel, akıldışı, trajikomik FETÖ’cu darbe girişiminin karşısında durduğumuzu, bu ilkel dayatmayı asla ve katiyen kabul etmediğimizi-etmeyeceğimizi, UNESCO resmi partneri International Association of Art, Türkiye Ulusal Komitesi, Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği (UPSD) Yönetimi olarak Türkiye’ye duyurmayı görev biliriz. UPSD olarak, “Sivil Darbe” de dâhil olmak üzere, demokrasiye ve rejime yönelik her darbeye karşı olduğumuzu bu vesileyle üstüne basarak bir daha toplumumuza duyururuz.

Bizler daima insan hak ve özgürlüklerinin, demokrasinin, insan yaşamının, düşünce özgürlüğü ve özgür sanatın yılmaz birer savunucusuyuz. Basın özgürlüğüne, demokrasiye, insan hak ve hukukuna, laik ve Cumhuriyet devleti anlayışının savunulmasına, korunmasına, Atatürk ilke ve inkılâplarının yaşatılmasının gerekliliğine inanan sanatçılar olarak, yaşadığımız vahim olayların derin üzüntüsü içindeyiz.

270’e yakın vatandaşımızın korkunç şartlarda yaşamını kaybettiği elim olayların ardından TBMM’deki muhalefet parti temsilci ile liderlerin birlikte ve derhal aynı akıl ve mantık ile meseleyi kınıyor olmaları bizleri umutlandırmıştır. Bütün parti liderlerine teşekkür ediyoruz. Ancak olayın sonrasını da düşünerek, hak ve özgürlüklerin, demokratik, laik devlet anlayışının korunması için gerekli somut çabaları iktidar partisinden ve Cumhurbaşkanı’ndan beklemek de her vatandaşın hakkı. Savunduğumuz temel değer Cumhuriyet ve demokrasi olduğuna göre, bu darbe girişimine verilen tepki oranında, gerçek temel hak ve özgürlükleri yükseltmek ve geliştirmek de herkesin görevi. Bu şartlar altında ülkemizde alınan ve dün TBMM’de kabul edilen 3 aylık “OHAL” kararı maalesef bildiğimiz gibi her an çeşitli zaaflarla yüklü veya kötü niyetle fırsat kollayan kimi şahıs ve oluşumlar açısından suistimallere açık ve demokrasimiz açısından tehlikeli bir durum yaratmıştır. “OHAL”, iddia edildiği gibi demokratik şartları hızla tesis etmek yerine, tersine her uygulamasıyla halkı huzur, barış ve demokrasiden uzaklaştıran bir gerginlik ve ağır baskı vesilesi olacaksa, bunun toplumumuza sağlayacağı iyileştirici bir yarar olmaz. Bu nedenle devlet birimleri, muhalif oylara karşın kabul edilen OHAL’in, her uygulama ve düzenlemede son derece özenli ve dikkatli olmalı, suçlu arayışının bir “muhaliflere cadı avı” sendromuna dönüşmesinin kesinlikle önüne geçmesi lazımdır.

Ne yazık ki, darbe girişimi sonrası sözde “Demokrasi Bekçiliği” adına sokağa çıkan kitlelerin içinde, toplumun farklı katmanlarına sataşan, saldıran, saldırgan tavırlar gösteren, şeriatçı bayraklara sarılan ve sosyal medyada tehdit-kin yağdıran bir grup ortaya çıkmıştır. Yetkililerimiz öncelikle genç askerlerimize yönelik yapılmış linç girişimlerini de göz önüne alarak, derhal iç huzurumuzu tehdit eden bu duruma el koymalıdır.

Yine bizleri üzen başka bir nokta şudur: Yaşanan elim olaydan sonra, siyasi partiler tam bir söz birliği içinde ve toplum demokratik birlik arayışındayken, Cumhurbaşkanı’nın yine ısrarla Gezi günlerine meydan okurcasına “Topçu Kışlası’nın inşa edileceği, Taksim’e camii yapılacağını” ısrarla anlatması ve yine bizleri tepkiye itercesine, Atatürk Kültür Merkezi’nden söz etmeden “Opera Binası” yapılacağını bildirmesi, vahim ve düşündürücüdür. Türkiye’de toplumun, artık daha fazla gerginlik ve ayrıştırmaya katlanacak takati yoktur. Bu nedenle, iktidar ve muhalefetin somut diyaloglara girerek yeni kavgalardan ülkemizi uzak tutması lazımdır.

Özellikle bu tavrın, devletin ve Kültür Bakanlığı’nın başta tiyatro, opera ve bale olmak üzere tüm sanat kurumlarını tasfiye etmek istercesine bizlere yaşattığı bir sürecin peşinden gelmesi son derece önemlidir. Halen çeşitli kurumlarda yer alan ve muhalif kimlikleriyle bilinen birçok sanatçı hakkında inandırıcı olmaktan uzak gerekçelerle soruşturma açan ve ceza yağdıran bir anlayış vardır. Bu tavrın artık derhal terkedilmesi ve sanatçılara reva görülen bu ilkel tavrın tarihe gömülmesi lazımdır. Aksi takdirde “demokrasi zaferi” iddiaları ile geçen darbe girişimi sonrası dönem tabii ki inandırıcı olmaz.

Artık bu ülkede, demokrasi, barış ve huzurdan söz eden herkesin, ciddi ve güvenilir şekilde sözlerinin arkasında durması, sanat ve düşünce ortamının hak ve özgürlüklerine karşı, en az kendi bölgelerine tanıdıkları saygı ve özgürlüğü göstermesi lazımdır.

Ayrıca başta PKK ve IŞİD olmak üzere, ülkenin barışını, güvenliğini ve huzurunu tesis etmek için diğer terör örgütleriyle de sürekli olarak sahada mücadele veren değerli TSK mensuplarına ve polislerimize de sahip çıkılması, yaşanan vahim olayların toplumun bu kademelerinde güven ve diyaloğu yerle bir etmemesi gerekir. Kimse şunu unutmamalıdır ki, hangi siyasi anlayıştan olursa olsun, kentlerimizde huzur  içinde yaşayıp çalışabilmemiz ancak asker ve polisin başarılı görevleriyle mümkün olabilir.

Darbe girişimi yüzünden olağanüstü ve kahramanca bir direnç gösteren ve yaşamını kaybeden kıymetli TSK mensuplarımızı, polislerimizi, güvenlik güçlerini, her yaştan vatandaşlarımızı, şehitlerimizi sevgi, saygı ve rahmetle anıyor, ailelerine sabır ve metanet diliyoruz. Kalbimiz onlarla beraber...

Bizler, bu vesile ile, ülkemizde sanat ve özgür düşüncenin toplumun aydınlanmasında temel ana rolünden feragat etmeden hangi şart altında olursa olsun, kararlılık ve inançla mesleğimizin tüm gerekleri doğrultusunda çalışmaya devam edeceğimizi değerli halkımıza ve kamuoyuna saygıyla duyururuz.

Saygılarımızla…

Bedri Baykam

UPSD Başkanı
IAA Dünya Başkanı
IAA -UNESCO resmi partneri

UPSD Yönetim Kurulu

Bahri Genç
Tijen Şikar
Murat Havan
Fazilet Kendirici
Ceylan Mutlu
Aslı Özok

24 Mayıs 2016 Salı

Beyoğlu Fest ve çağrı..‏


Değerli dostlarım,

Beyoğlu'nda 200 esnaf ve tüm tiyatro gruplarının, sinema salonlarının, yazar-çizerler dostların katıldığı, onlarca müzisyen arkadaşımızın destek verdiği bir haftalık festival yapılıyor.
Tamamıyla Beyoğlu'nu savunan Beyoğlu halkanın ve esnafının katkısı ve emeği ile...

Beyoğlu'nda Yaşıyoruz Beyoğlu'nu yaşatıyoruz.

Olanak yaratıp AKM, Muammer Karaca Tiyatrosu, kültürel talan ve sistemin kültür politikaları üstüne birlikte konuşmak için 26 Mayıs akşamı Ses Tiyatrosunda buluşalım istiyoruz.

Öncesi 17.30 Muammer Karaca Tiyatrosu önünde bir basın açıklaması yapıp, çağdaş toplumlarda Müze olması gereken salonumuzun hayata katılmasını talep edip, dünü-bugüne ile durumunu sorgulayacağız

Ses Tiyatrosu buluşmasında; sahnedeki konuşucu dostlarımızın sunuşlarından sonra FORM yapılacaktır.
Saat 21.00 da buluşmayı sonlandıracağız.

Hepimizin söz hakkı olmalıdır.. usuldan usuldan da olsa suskunluğumuzu süpürme vakti gelmedi mi?

Tüm Sanatçılar Girişimi katılımcısı dostlarım, ağabeylerim-ablalarım-kardeşlerim--ustalarım-hocalarım, katılımınız Beyoğlu halkına ve inanın ülkemiz aydınlık insanlarına güç verecektir.

Hepinize en içten sevgi, saygı ve dostlukla merhaba.

#beyoglufest 
http://www.facebook.com/BeyogluFest
beyoglufestivali.com

Orhan Aydın

20 Nisan 2016 Çarşamba

Atilla Özdemiroğlu



Seçkin sanat insanı, büyük müzisyen, yurtsever, devrimci arkadaşımız Atilla Özdemiroğlu'nu yitirdik.
Eserleriyle yaşamını sürdürecek,
Sanatçılar Girişimi