11 Eylül 2015 Cuma

BAŞ SORUMLU SORUMSUZ CUMHURBAŞKANIDIR


Haziran seçimleri sonrasında ülkenin kanlı, karanlık bir uçuruma yuvarlanmasının baş sorumlusu sorumsuz cumhurbaşkanıdır.
Anayasaya göre cumhurbaşkanı (vatana ihanet suçu dışında) sorumsuzdur.

Türkiye cumhurbaşkanı sorumsuzluğunu bütün davranış ve demeçleriyle kanıtlamaktadır.

Başlıca sorumsuzluğu yasa tanımazlığı, kendisinin de güvencesini sağlayan anayasayı hiçe saymasıdır.

Bu cumhurbaşkanın demokrasiden, demokrasilerin temel dayanağı olan güçler ayrılığından anladığı, bütün güçlerin tek elde, kendi elinde toplanmasıdır.

Türkiye cumhurbaşkanı anayasal sorumsuzluk kavramıyla sorumsuzluk suçu işlemeyi aynı şey olarak anlamakta, bu en saygın makama seçilişinden bu yana, tıpkı başbakanlığında olduğu gibi sorumsuzluk alanında suç üstüne suç işlemektedir.

7 Haziran seçim sonuçları ülkemiz için bir umut ışığı olabilirdi.

Savaş tezkeresinin yeni meclisten, üstelik de ana muhalefetin bir bölümünün desteğiyle geçmiş olması, bu umudun kararmasında ilk adım olmuştur.

Bir başka muhalefet partisinin kendisiyle aynı sayıda milletvekili çıkaran partiye karşı uzlaşmaz tutumu, iktidar partisinin ve sorumsuz cumhurbaşkanının sultasından kurtulma önünde aşılmaz engel oluşturmuştur.

Böylece de seçim sonuçlarından şiddetle rahatsız olan ve bu rahatsızlığının çok açık nedenleri bulunan sorumsuz cumhurbaşkanına siyasal ortamda dilediğince sorumsuz davranma olanağı sağlanmıştır.

Kanlı, karanlık çatışma ortamının bir kez daha hortlatılmış olmasının yanı sıra bizleri yakından ilgilendiren sanat alanındaki yasa dışı baskı ve uygulamaların sorumluluğu da kuşkusuz ki bütün bu uygulamaların başlıca sorumlusu olan bu sorumsuz kişinin omuzlarındadır.

Ülkemiz daha da çoğalıp şiddetlenerek devam edeceğinden kaygı duyduğumuz böyle bir ortamda seçime nasıl gidecek?

Amaç, seçimi engelleyip sorumsuz kişinin tek adam iktidarını olabildiğince uzatmak mıdır?

Bizler, Türkiye halkının, ulusumuzun birlik ve mutluluğunu, sorumsuzluğun diktasının değil
demokrasinin sınırlarının olabildiğine genişletilmesini, düşünme ve yaratma özgürlüğünün sınırsızlığını savunan sanatçılar, 
ülkemiz için duyduğumuz büyük sorumluluğumuzla, aydın, aydınlanma, sanat ve sanatçı düşmanlığını her fırsatta dile getiren bu sorumsuz kişiye karşı, insan olma onurunu ve sorumluluğunu taşıyan herkesi, bütün kişi ve kurumları suskun kalmamaya, sorumsuz kişiye sorumluluklarını hatırlatmaya çağırıyoruz.


SANATÇILAR GİRİŞİMİ

Tarık Akan
Edip Akbayram
Onur Akın
Sunay Akın
Üstün Akmen
Alaattin Aksoy
Mehmet Aksoy
Muzaffer Akyol
Aytaç Arman
Hayati Asılyazıcı
Semir Aslanyürek
Engin Ayça
Orhan Aydın
Rutkay Aziz
Kürşat Başar
Cezmi Baskın
Bedri Baykam
Nihat Behram
Ataol Behramoğlu
Cahit Berktay
Mustafa Bilgin
Metin Boran
Metin Coşkun
Tuncer Cücenoğlu
İsa Çelik
Nevzat Çelik
Haluk Çetin
Meral Çetinkaya
İsmail Hakkı Demircioğlu
Nuri Dikeç
Erhan Doğan
Atilla Dorsay
Bilgesu Erenus
Mehmet Ergen
Genco Erkal
Altan Erkekli
Erdal Erzincan
Mert Fırat
Müjdat Gezen
Altan Gördüm
Mehmet Güleryüz
Tarık Günersel
Emin İgüs
Levent İnanır
Özdemir İnce
İlhan İrem
Ekrem Kahraman
Hidayet Karakuş
Bülent Kayabaş
Yıldız Kenter
Erol Keskin
Suna Keskin
Tuğrul Keskin
Arif Keskiner
Levent Kırca
Mine Kırıkkanat
Kemal Kocatürk
Nuri Kurtcebe
Orhan Kurtuldu
Mustafa Köz
Küçük İskender
Safiye Mine Erdurak
Zeynep Oral
Yılmaz Onay
Nedim Saban
Pınar Sağ
Vedat Sakman
Sali
Menderes Samancılar
Canan Sezenler
Osman Şahin
Ferhan Şensoy
Burhan Şeşen
Cihat Tamer
Yavuz Top
Gülsen Tuncer
Yaman Tüzcet
Metin Uca
Engin Uludağ
Ersan Uysal
Erkut Uzelli
Hilmi Yarayıcı
Nejat Yavaşoğulları
Işık Yenersu
Ender Yiğit
Hüseyin Yurttaş
Ümit Zileli

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.