10 Mart 2014 Pazartesi

OMUZ OMUZA ÖZGÜR GÜNLERE…


Zindanlar boşalıyor..
Zincirler kırılmaya, prangalar parçalanmaya, karanlık hücreler aydınlanmaya başladı.
O hücrelerde de namuslu duruşlarıyla, yurtsever bilinçleriyle aydınlık saçan Ergenekon tutsakları, şimdi bu aydınlığı bütün ülkeye taşıyacaklar.
Hukuk ve adalet cellatları ise, cinayetlerinin hesabının sorulacağı günlerin hiç de uzak olmadığının bilinciyle ve korkusuyla, kendi içlerinin karanlığına daha çok gömülmüş olmalılar.
Masum insanlara, tek suçları ülkelerini sevmek olan yurtseverlere birbiri ardına ömür boyu hapis cezalarını yağdırırlarken, oturdukları kürsülerde sonsuzca dokunulmaz kalacaklarını sanıyorlardı.
Bu gibi uşak ve cellat ruhlu hukuk katillerine verilecek en büyük ceza ise, saygın mesleklerine sürdükleri kara leke nedeniyle bu mesleği ona layık olanlara bırakarak çekip gitmeleridir.
Ergenekon tutsaklarının özgürlüklerine kavuşması, zindanlarda alçakça çürütülmekte olan Balyoz tutsaklarının da özgürlüğe kavuşmalarının önünü açmıştır.
Yargıtay, üzerine düşen karanlık gölgeden kurtulmak istiyorsa, bu konuda gereken neyse yapmalı, Türkiye’de hukuk kurumu layık olduğu evrensel değerine, kimliğine bundan böyle geri dönülemeyecek biçimde kavuşmalıdır.
Ergenekon’un başsavcısına gelince…
Ortalıkta bir yalan abidesi, gerçek bir ucube gibi dolaşmayı sürdürüyor.
Ülkenin ondan kurtulacağı günler de asla uzak değil…
Omuz omuza, özgür günlere yürüyüşümüzü, şimdi daha güçlü sürdüreceğiz…







     SANATÇILAR GİRİŞİMİ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.